Yeni Bir Rejim İçin Seçim,
Seçim sonuçları üzerinde bir çok siyaset bilimci, akademisyen, gazeteci uzun uzun analizler yapacaklar. Bunları dinleyip göreceğiz. Bir çoğu kendi siyasi penceresinden değerlendirecek kuşkusuz. Belki çok azı da objektif olarak bakmaya çalışacak. Bu onların işi ve yapacaklar. Bizler yani sıradan vatandaşlar, kimimiz sevineceğiz, kimimiz ise üzülecek. Fanatik bir bakış açısıyla futbol takımı mı tutar gibi parti ya da bir siyasal görüş peşinde koşanlar dışında kalanlarımız ise gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaklar.
Nedir bu gerçek;Yapılan seçim aslında rejim seçimiydi. Bir tarafta Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi adıyla tek adam rejimi, diğer tarafta da parlamenter demokratik sistem yani çoğulcu demokrasi. Kazanan Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi oldu.
Benim de katıldığım parlamenter rejim isteyen fikir kaybetti. Önce bunu kabullenmemiz gerekiyor. Artık bizim fikirlerimiz ile örtüşmeyen bir yönetim şekline geçtik. Sonuçlarını ise hep beraber göreceğiz. Şimdi umut etmeliyiz ki bizler yanılmış olalım. Tek adam rejiminin getireceğini düşündüğümüz sıkıntılar karşımıza çıkmasın. Sadece bu sistemi istemeyenleri kastetmiyorum, tüm vatandaşları kastediyorum tabi ki.
Bununla beraber özgülüğün, hakça yaşamanın, demokrasiden geçtiğini unutmadan bunun İçin çabalayarak anlatarak paylaşarak geçirmeliyiz bundan sonrasını.
Evet umalım ki bizler yanılmışızdır. Fakat yanılmıyorsak ki ben yanılmadığıma inanıyorum ( bunu tarih çok açık anlatıyor hepimize) hiç kimseye sizler bunu seçtiniz , sizin yüzünüzden başımıza bunlar geldi demeden, tam tersine kucaklayarak beraber olarak birlikte bu zorlu zamanın üstesinden gelmeliyiz.
Ötekileştirilmemize rağmen ötekileştirmeden, kucaklayarak. Kötü görülmemize rağmen kimseyi kötü görmeden anlatabilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki doğrular elbet gün ışığına çıkacaktır.
Hiç eğip bükmeden, bir takım sayıların , yüzdelerin bahanelerin arkasına sığınmadan, önce bu seçimin kaybedeninin kim olduğunu açıkça kendimize haykırmamız ve neden kaybettiğini de ortaya koymamız gerekiyor. Unutmamalıyız ki bunu yapmadan sonuca ulaşamayız.
Karşı fikri savunanları küçük görerek, onları sınıflandırarak sadece en iyisini biz biliyoruz ama onlar görmedi diyerek bu işin altından kalkmamız mümkün değildir. Mümkün olmayacaktır da. Onları anlayarak neden böyle bir tercih yaptıklarını konuşarak ve öğrenerek birlikte konuşarak ancak bu mücadeleyi verebiliriz. Bu yüzden bildiğimiz klasik siyasetçilerin yerlerinde durabilmek adına uydurdukları olmayan başarıları kanıksamadan mücadele etmeliyiz.
Bir bakın bu gün muhalif olan siyasetçilerin dediklerine göreceksiniz ki hiç birisi doğruyu söylemiyor , söyleyemiyorlar. Çünkü en başta bu seçimi legal hale getiren onların tavırları, korkuları ya da egolarıdır. Hepsine sorulacak soru şudur.
Bizlerden ne için oy istediniz , sonuç ne oldu. Cevap size başarı yada başarısızlığı gösterecektir. Başarısız olanı bir kenara bırakıp başarabilecek olanı seçmeye çalışmak da bize kalıyor. Bunu yapabilmek için de önce bizler birey olarak çalışabilmeliyiz.
Sonuç;Memleket yeni bir rejime , tek adam rejimine geçti artık. Bunun dönüşü kısa vadede görünmüyor. Hep beraber yaşayacağız. Unutulmaması gereken bunun elbette sona ereceğidir. Çekinmeden korkmadan fikrimizi baskılamadan açıkça söyleyebilmeli ve kendimizi geliştirmeliyiz. Bizler bunu yapar ve başarabilirsek ancak tüm bu sorunların üstesinden gelebiliriz.
Benimle aynı fikirde olmayan herkese de bir kaç şey söylemek isterim.
Güç zehirler. Zehri almış güçlü ise etrafına zehir akıtmaktan başka bir şey yapamaz. Zehirlenmiş güçlü korku salar. Korkar siner insanlara. İşte o zaman yapacak birşey kalmamıştır. Tek başına herkesi yönettiğini düşünen güçlünün yanında, sadece ona hoş görünen Kişiler ve ezilen bir halk olur. Onlar da ağzını açamaz. Sonuç karşınızda bir diktatör ve elinizde sizi hareketsizleştiren korku kalır. Bu gün çok da sevecen görülebilen ve çok da sevdiğiniz kişiler bile o zehri aldıklarında değişirler.
Eğer gelecekte böyle bir durumla karşılaşırsanız önerim o korkuya kapılmamanızdır. Bizler yine durduğumuz yerde , savunmakta olduğumuz fikirlerde olmaya devam edececeğiz. Bu çabamız unutmayın ki sadece kendimiz için değil, hepimiz içindir. Bizler aynı memleket sevdasına düşmüş, sadece farklı görüşten vatandaşlarız. Özgürlük hepimiz için olursa anlamlı olacaktır. Bu yüzden diyoruz ki özgür bir Türkiye için konuşmaya anlatmaya devam edeceğiz. Gün gelir de eğer konuşmaktan değil düşünmekten bile çekinirseniz unutmayın ki bizler hala düşünüyor , anlatıyor ve mücadele ediyor olacağız.
Hepinize sevgiler.
Çetin Zor