Işık çeker beni
Işık çeker beni hep, en başından beri.
Daha karnındayken anamın,
Var ile yok arası gözlerime düştü,
Çekiverdi ilk kez,
Geldim dünyaya ….
Geceleri karanlıkta sonra,
Daracık sokağın en ucundaki lambaya bakarak yattım hep, girmeseydi aslında rüyama, tek bildiğim annemin ışık saçan gözleri, çekmezdi kendine uyku….
Işık çeker beni hep,
Sabahın bulutları arasından çıkan güneş olmasa belki, kalkmaz yastıktan kafam.
Hiç sevmem mesela bulutlu, güneşten yoksun havaları, ışık çeker beni kendine, bulamazsam kabarır yüreğim.
Geceleri yıldız varsa gök kubbede,
Ay dönmüşse eğer yuvarlak bir çembere,
iyice yaklaşmışsa hele de bana,
Annemin gözleri saçıyorsa mutluluğu ışıl ışıl, çeker beni kendine yıldızın parlaklığı, ayın huzmesi…….
Işık çeker beni ses değil, soluk değil.
Korkarım aslında ben çığlıklardan, gürültüden.
Korkarım hem de çok korkarım, kulaklarımı sağır edecek gibi uğultusundan, kırılan betonların. Korkarım karanlıktan,
Çığlıklardan karanlıktan gelen ……
Yaşım henüz üç ya da dokuz,
Korkarım ben bağırışlardan, yakarışlardan.
Işık çeker beni,
Ne çağırışlar, ne yalvarışlar
Ne arayışlar canhıraş, ne seslenişler,
Işık çeker beni.
Ne kimse yokmu sesleri, ne ağlayışlar.
Sıcacık bir ağustos sabahında, karanlığın içinden.
Işık çeker beni.
Hafifler bedenim, tıpkı ilk seferki gibi. Tıpkı, tıpkı yeniden doğarcasına.
Yaşım henüz üç yada dokuz. Işık çeker beni, yığınların arasında karanlıktan, ışık çeker beni tüm sıcaklığıyla, soğuk demir ve beton yığınlarının arasından…….
Soğuk bir ağustos sabahı,
Yaşım henüz üç yada dokuz ……
Ölüm çeker beni bir ışık huzmesinde,
Beni ve binlercesini…………
Çetin Zor